BENDEN DUYMUŞ OLUN; DENGEYİ KORUMANIN FORMÜLÜ VARMIŞ….

Ruhumuzun dengesini yakalamak meselesi belki de hayatlarımızın merkezindeki konumuz.

Geçen yazımda mütemadiyen “dengemi bozmayın” diyenlere “siz de bir zahmet dengenizi korumaya çalışın” demek istemiştim.

de… Şimdi bunu söyleyip, bunun “nasıl” olacağı konusunu açıkta bırakmak olmaz. Bilenler biliyor, bilmeyenler de bilsin ki ben ruhunuzu nasıl dengede tutacağınız konusunda ahkam kesecek bir akademik kariyer sahibi şahsiyet değilim.

Bu sitede yer alan eğitmenlerin hazırladıkları içerik yaratıcılarından da değilim. Lakin E-Varan bünyesinde hem temel eğitim hem de bir sosyal girişim olarak start verilen “Mesajınız Var” projesinin gönüllüsüyüm.

Yok yok eğitim içeriği anlatmayacağım size… Kendinize borçlu olduğunuz ve hayatınızı dönüştürebileceğiniz başlıklarını neden seçtiğimizi özetlemek istiyorum. Kolay gibi görünen zoru, bildiğimiz ama yapamadıklarımızı, herkesin söylediği ama sözde bıraktıklarını, dönüşmek için gereken basitliği…

Cümleyi güzel kurdum biliyorum ama bazı şeyleri yapmak yazmaktan çok daha zor, onu da biliyorum. Nesillerdir süregelen alışkanlıklarımızı, aile yadigarı huylarımızı, öğretilen/ dayatılan/ kabul ettiğimiz tarzlarımızı, bildiklerimizi değiştirmek hiç de kolay değil.

Değil ama dengemizi korumak hedefi için gerekli… Birden değilse de bazı başlangıçları yapabilmek için basit adımlara ihtiyacımız var.

Bir şey demeden, bir şeyi tam kavrayamadan, bir sözü anlamadan, denileni duymadan, bir işi bitirmeden önce;

BİR DUR !!!

Dur ve bak, dur ve düşün…

Nasıl söylemelisin, nasıl dersen daha iyi olur?
Bunu anladın mı, yoksa anladığın zannında mısın? Acaba yanlış bile anlamış olabilir misin?
Sana mı denildi o denilen?
Sesim, ağzımdan çıktı ve kulağına geldi gelmesine ama sen beni sahiden duydun mu?
Yaptık işimizi, oh bitti (mi?). Daha da iyi olsa fena mı olurdu veya daha iyisi olabileceğini bilerek mi yaptık şimdi biz bu işi?

Ne kadar basit değil mi?

Dönüyorum “dengemizi bozmamaya”…. Detaya hacet yok, yaşadığımız hemen her durumda bu basit sorulara cevap verirsek ve kendimize dürüst olursak cevaplarda, gereksiz kelamlardan, gereksiz alınganlıklardan, yanlış anlamalar ve anlaşılmalardan kurtulursak, işimizi layığı ile yaptığımız inancına da sahip olursak, dengemizi bozacak mevzular ya azalacak ya da bizim o konulara tepkimiz canımızı sıkmayacak… Çok iddialı bir cümle, evet öyle… Zaten dönüşmek meselesi iddialı bir kavram… Kafka’nın “Dönüşüm” ünü düşünün. İtiraf edeyim ki betimlemeleri övgüyle karşılaşırken içimin daralmasına engel olamadığım o müthiş öykü, dönüşmek kavramına zaten kocaman bir “zor” anlamı atfetmedi mi?

Hayatımızı kolay ve daha yaşanılası bir hayat olarak yaşamak için dengemizi korumalıyız. Basit adımlarla başlayalım. Mesajınız Var’a göz atın, adımlar orada tanımlandı, hap olarak hazırlandı sizin için.

Tahterevalli gibi bir aşağı bir yukarı gezinmeyen ruhi dengeler dilerim…

Ebru Tamer