Kompleks Problemleri Basitçe Çözmek – Design Thinking
Bölüm 3: Fikirler Okyanus, Hadi Sahaya Çıkıyoruz
Geçtiğimiz haftalarda, “Galaktik Kahve Krizi” senaryomuzu oluşturup, Tasarım Odaklı Düşünceye giriş yapıp,ardından da problemin kökünü kavrayıp fikir üretme aşamasına ilerlemiştik. Design Thinker olarak bu serinin sonuna ilerlerken problemle ilgili yeni bakış açıları kazanıp fikir geliştirdik. Peki orada tamamlandı mı? Hayır! Esas olay bundan sonra.. Şimdi sıra fikirleri hayata geçirmekte… Güç (pardon, kahve) bizimle olsun!
Serinin son kısmında prototipe ilerlerken bazı çözüm önerilerini listelemek isterim. Böylece kavramsal olarak hangi prototipe ilerliyor olduğumuzu daha net görebiliriz. Galaksi kahve krizimizdeki muhtemel tedarik zinciri problemimizi deşifre ettiğimize göre bu aşamada bazı çözümler önerebiliriz;
- Laboratuvar ortamında üretilebilecek sentetik kahvenin geliştirilmesi. (Cafe sahipleri çok memnun ancak müptelalar biraz yasta)
- Kahveyi tamamlayabilecek veya yerini alabilecek uzay gemileri için alternatif enerji kaynaklarının araştırılması.(Pilotlar çok mutlu çünkü zaten seyahatler hep yanmış kahve kokuyordu)
- Galaksi çapında bir kahve geri dönüşüm programı uyguluyoruz, sadece demlenip çöpe gitmiş kahveleri yakıt yapıyoruz. (Herkesin hoşuna gidecek gibi görünüyor, ne de olsa devlet sürdürülebilirlikle verimi arttırabilir, yanık kahve kokusu eskisi gibi gelmiyor, cafe sahipleri kahveye birinci elden ulaşıyor, müptelalarsa hala taze kahve içebilecek)
Adım 4: Merhaba Gerçek Hayat – Prototipleme.
Buraya kadar her şey mükemmeldi en azından hayal dünyamızda istediğimiz kadar uçabiliyorduk çözümlerle ilgili. Şimdi ise asla temalı kurallarımızı bir kenara bırakarak artık herkesi memnun eden bir çözüm seçmeliyiz ve bu çözümün işe yarayıp yaramayacağını görmek bu aşamadaki asli görevimiz. Çünkü ne kadar çabuk işe yaramayacağını anlarsak, işe yarayacak fikri o kadar hızlı bulabiliriz. Ters mantık. Neyseki kahve geri dönüşüm programını prototiplemek kolay. Çöpe gitmek üzere olan kahveleri özel bir prosesten geçirip uzay yakıtı haline getirmemiz gerekiyor. Bu proses için sempatik bir işlem kevgiri (plastikten), biraz biyo-sentetik malzeme ekleme (şu an elimizde olmadığından yapay yer fıstığı ekliyoruz, araştırmalarımıza göre baya enerji veriyormuş), bir de kahve çöplerinin kimsenin rahatını ve alışkanlığını bozmadan toplamak için işlevsel bir karton kutu prototipi hazırladık diyelim..
Adım 5: Sahne Bizim – Test Etme.
Madem tüm işimiz bütün paydaşları mutlu edecek kolektif bir çözüm bulmaktı, o zaman bu prototipi tek tek onların denemesi gerekir. Kahve atığı toplayacak davranış bozmayan karton kutu prototipini galaksi cafe sahiplerine, plastik işlem kevgirini atık proses eden galaksi belediye çalışanlarına (yapay yer fıstığıyla birlikte) ve çıkan az kokulu yer fıstığıyla işlenmiş kahve çöpünü de uzay yakıtı olarak deneyebilmek için galaksi uzay ajansına veriyoruz. Böylece;
- Pilotlar yeni kahveyi motorlarında deneyebilecek.
- Kafe sahipleri ekstra bir iş yükü veya yan etki olup olmadığını anlayacak ve sorunsuz şekilde atık vermeye gönüllü olabilecek.
- Yetkililer bunun ekonomi ve güvenlik üzerindeki etkisini değerlendirebilecek.
Adım 6: Tamam mı Devam mı – Geri Bildirim.
Çoklu denemeler ve geri bildirimlerden sonra atık kahvemiz rafine ediliyor ve sürdürülebilir bir yakıt alternatifi olarak piyasaya sürülmeye hazır! Pilotların güvenilir yakıt ihtiyacını daha az yanık kahve kokusuyla karşılıyor, çiftçilerin üzerindeki performans baskısı tedarik sorunu ortadan kalktığı için azalıyor, cafe sahipleri müşterilere yetişebildikleri ve her teslim ettikleri atık için aldıkları ekstra ücretten dolayı mutlu, kahve müptelaları hala taze kahve içebilir ve galaksi devlet yetkilileri verimliliği 65% oranında arttırdı. Görünüşe göre herkes mutlu – Tebrikler, bütün bir galaksiler arası tedarik zinciri problemini, herkesi mutlu edecek şekilde çözdük… hem de bir tasarımcı gibi 😉
Yani…
Galaktik Kahve Krizi senaryosu gerçek hayatla birebir bağdaşmış mıdır bilemiyorum sizin için, ama dünyanın herhangi bir yerinde her an en az bu kadar kompleks bir problem yaşanıyor. Günümüzde tedarik krizleri de çok az sayılmaz hani…Tasarım odaklı düşünce,tüm paydaşları aynı masaya oturtarak, herkesi “kollayarak” , empati kurarak, sorunları açıkça tanımlayarak, sorunların esas sebeplerini görerek, cesurca düşünerek, prototip oluşturarak ve test ederek en alışılmadık veya karmaşık zorluklarla bile etkili bir şekilde mücadele etmek için kullanılabilir. Çoğu şirket ya kendi problemlerini, ya kullanıcılarının problemlerini çözmek için tasarım odaklı düşünme’yi işe alır.
Peki ya siz? Siz herhangi bir probleminizi çözmek için tasarım odaklı düşünme’yi işe alır mıydınız? Unutmayın, hiçbir sorun bu yaklaşım için çok büyük ya da çok küçük değildir! – teknik açıdan Galaktik bir kahve krizini bile çözebildiğimize göre 😉
Yazan: Merve Aydıner
Yardımcı Yazar & Fikir Katalizörü: ChatGPT4