Eleştirel düşünmeyi kültür haline getiren organizasyonlar daha iyi kararların verildiğini fark ettiler. Problemler daha kolay çözüldü. Daha az insanın ‘Bunu nasıl göremedik?’ dediği duyuldu.
Eleştirel Düşünce kültürü oluşturmanın 3 yolu:
1. Karar Noktalarının İncelenmesi
Karar noktalarında eleştirel düşünmek hayati önem taşır. Bu noktada birey ya da takım, tartışmasını bitirmiş ve işleri ilerletecek son kararı vermiştir. Eleştirel düşünme ne kadar iyiyse, çıkan kararlar da o kadar iyidir.
Karar noktası yaşanırken araştırmaya başlayalım.
Bakmamız gereken şu: Eleştirel düşünme hatası genellikle duygularımızı işin içine karıştırdığımızda veya kendi kişisel görüşlerimizle bilgiye ulaşmaya çalıştığımızda yaşanır. Diğer bir deyişle duymak istediğimizi duyup görmek istediğimizi gördüğümüzde.
Bu durumun yaşanmaması için karar noktasında kendinize şu 5 soruyu sorun:
- Hangi varsayımları yapıyoruz?
- Bu varsayımlar için kanıtlarımız neler?
- Başkaları mantıksal olarak farklı karar verebilir mi?
- Her alternatif karar için hangi varsayımları yapabiliriz?
- Bu varsayımlarımızı destekleyen geçerli kanıtlarımız var mı?
Bu sorular eleştirel düşünmenin aksiyona dönüşmüş halidir ve eğer bunlarla bir karara varılabilirse muhtemelen doğru kararı veriyorsunuz demektir.
2. Eleştirel Düşünürü Atamak
Bu soruları sormak her zaman için kolay değildir, özellikle kendinizi ana kaptırmışken. Bu yüzden bir toplantıda veya bir konferansta eleştirel düşünebilen birinin bulunması çok yardımcı olur, mutlaka birisi bu soruların sorulduğundan emin olmalı.
Atanmış Eleştirel Düşünür toplantıdan veya konferans aramasından önce seçilir. Herkes son kararın verilmeden önce Eleştirel Düşünürün işe dahil olacağını önceden bilir.
Bu yaklaşım iki türlü Eleştirel Düşünme Kültürü oluşturur,
- Bireyler sırayla atanmış Eleştirel Düşünür olarak hareket ederler, bu şekilde nasıl eleştirel düşüneceklerini deneyimleyerek öğrenmiş olurlar. Böylece bu becerilerini başka alanlarda kullanabilirler.
- İnsanlar kendilerine zor soruların sorulacağını bildiği zaman bunları önceden sezmeye ve hatta bu soruları tartışmadan önce kendilerine sormaya başlarlar. Gitgide eleştirel düşünme kendini akıntıya bırakır – karara varılmadan çok önce uygulanmaya başlar ve organizasyonun kültüründe önemli rol oynar.
3. Eleştirel düşünme otopsisinin yönetimi
Bazen işler kötü gittiğinde veya kalıcı bir problem çözülemediğinde insanlar suçlayacak birilerini arama eğilimi gösterirler. Yöneticiler, iş arkadaşları beklide dış ortaklar veya tedarikçiler. Ancak bu suçlamalar çok nadiren doğruluğa götürür.
Bir organizasyonda bir hata varsa bu neredeyse her zaman peş peşe gelen eleştirel düşünme hatalarındandır. Başkalarını suçlamak çok kolaydır, muhtemelen tüm takım bir şekilde eleştirel düşünme hatası yapmıştır.
Eğer bir organizasyonun hatalara karşı toleransı varsa, bunu başkalarını suçlama kültürüyle değil, eleştirel düşünme kültürü ile araştırmalı. Bunun yapmanın yolu da eleştirel düşünme otopsisinden geçiyor.
Bir hata veya bir yanlış yapıldığında, karar vermede rolü olan takım üyeleri tekrar bir araya gelmeli. Kişilerin bireysel davranışlarına odaklanmadan, ki tüm anlamıyla yapılması çok zordur, takım halinde yapılanlar incelenmelidir.
Bu çeşit sorular sorun:
- Takım yanlış sonuçlanan bir varsayım yaptı mı?
- Takım geçerli kanıtlara yeterli ağırlığı verdi mi?
- Takım gerçeklerden farklı sonuçlara vardı mı?
Hatalar bu şekilde incelendiği zaman yapılan eleştirel düşünce hataları belirginleşir. Gerçekten dersler çıkarılır ve bir sonraki karar alımında kullanılır. Her bir otopsi ile eleştirel düşünce kültürü yaygınlaşır.